Kendi Zarfını Yırtan Mektup
- muhammettahatayfur
- 1 Kas 2024
- 1 dakikada okunur
İkindinin kır çiçekleri üzerine vurduğu vakitte sevdim seni, kır çiçeklerinin rüya gördüğü vakitlerde aşina oldum varlığına, ben seni sevdim, seni sevmekle birçok şeyi sevdim, anladım, öğrendim, gecenin azında uyanık kaldım, gündüzün işimi kovaladım hülasa ben seni çok sevdim. Deliliktir dediler umursamadım, inançtır, görüştür, sakattır, bir heyecandır hiç yoktan hevestir dediler yine de sevdim. Yıllar gelip geçti, yıllarca sevgim arttı, küstüm, bağışladım, kin tuttum, sözlüklerde yazan duygu durumları tattım yine de sevdim.
Akşam ezanlarının sokak aralarında yankılandığı vakitlerde yıldızlara hayranlıkla bakarken sevdim, seni öyle böyle sevmedim. Çocukların tozu dumana kattığı mahallenin bıkkın gençlerinin, namaza giden ihtiyarlarının, eve ekmek getiren motosikletli babaların, penceresinde sıkılan genç kızların hayalleri kadar çok sevdim. Ben tüm varlığımla seni sevdim.
Sabahın seherinde çiğ düşmüş haraların uçsuz bucaksız sonsuzluğunda sıcak ekmek kokusunu içime çekerek, sıvası çatlamış duvarların aralarından usulca giren rüzgarın sokulganlığı kadar seni sevdim. Yağmurlar, karlar, fırtınalar, hikayeler, geçip giden saatler, külü yorgun düşmüş sigaralar, bir çift bakış, bir sade görüş, bir sade selam, sıcak bir karşılama hülasa ben seni çok sevdim.
Yıllar geçti, büyüdüm, ellerimde yaşlılığın izleri benekler, büyümüş kulaklarım, çökmüş yüzüm, sıska bedenim, bükülmüş belim, iğdiş edilmiş düşüncelerim arasında dönüp yine seni aradım, yoktun, bulamadım, ben kimi sevdim dedim. Karanlığa haykırdım, anının gür sesinden başkaca bir seda duyamadım.


Yorumlar