TARİHE ADINI YAZDIRAN VE İLKLERE İMZA ATAN TÜRK KADINLARI… AFİFE JALE
- Nergül Yılmaz
- 13 Ara 2024
- 3 dakikada okunur
Afife Jale (1902, İstanbul - 24 Temmuz 1941, İstanbul), Türk oyuncu.
Müslüman-Türk kadınlarının tiyatro sahnesinde yer almasına öncülük ederek Türk tiyatrosunda sembol bir isim olmuştur.
Müslüman-Türk kadınlarının tiyatro sahnesinde yer almasına öncülük ederek Türk tiyatrosunda sembol bir isim olmuştur. İlk defa İstanbul'un Kadıköy ilçesindeki Apollon Tiyatrosu'nda sahnelenen Hüseyin Suat'ın Yamalar adlı oyununda Emel rolünü canlandırdı. Böylece Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk Müslüman kadın oyuncu oldu. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda "Jale" takma ismini kullanmış ve daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştır.
İlk yılları ve gençliği
1902 yılında İstanbul'un Kadıköy semtinde dünyaya geldi. Babası Hidayet Bey, annesi Methiye Hanım'dır. Behiye Hanım ve Salâh Bey adında iki üvey kardeşi vardır. İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim gördü.
Darülbedayi'nin açtığı tiyatro kursu sınavını kazandı ve 10 Kasım 1918'de kuruma kabul edildi. Osmanlı Devleti'nde o yıllarda Müslüman kadınlar, seyirci olarak bile tiyatroya, ya yalnızca kadınlara açık oyunları izlemek üzere gidebiliyor ya da kadınlar için ayrılmış bölümlerde oturuyorlardı. Ancak Türk tiyatrosunun var olması için Türkçeyi iyi konuşan kadın oyuncu bulunması gereği II. Meşrutiyet döneminden beri tartışılmaktaydı. I. Dünya Savaşı'nın hemen ardından Milli Mücadele'nin başladığı dönem, Darülbedayi tarafından Türk kadınların sahneye çıkışını mümkün kılacak bir zemin olarak değerlendirilmiş ve kuruma Müslüman kız öğrencilerin kabulüne karar verilmişti. Bu öğrenciler dersleri takip edecek ve yalnızca kadın seyircilere açık oyunlarda sahneye çıkacaklardı.
Afife Hanım, kabul edilen beş Müslüman kadından biriydi. İçlerinden Refika Hanım suflör olarak Darülbedayi kadrosunda yer aldı; Afife Hanım ise Tahsin Nahit Bey'in Fransızcadan çevirdiği Rakibe piyesindeki Leyla rolünden sınava girerek mülazim artistlik (stajyer oyuncu) kadrosuna girdi. Afife Hanım, bir yıldan uzun süre provalara devam etti. Darülbedayi yönetim kurulu kendisinin halka açık gösterilerde sahneye çıkmasına izin vermeyince maaşını almayı reddederek 1919'da kurumu terk etti.
Sahne yaşamı
Eliza Binemeciyan'ın yurt dışında olması nedeniyle 1920'de bu rol Afife Hanım'a teklif edilmişti. Teklifi kabul eden Afife Hanım, Kadıköy'deki kışlık Apollon Tiyatrosu'nda “Jale" takma adı ile sahneye çıktı, O günden sonra “Afife Jale” olarak anıldı.
Afife Jale'nin Darülbedayi'de oyunculuğu birkaç ay sürdü. Müslüman kadınların sahneye çıkarılmamasına dair 1921'de İçişleri Bakanlığı'nın kararı ile Belediye 27 Şubat 1921 tarihli ve 204 sayılı bildiriyi yayınlayarak Darülbedayi yönetim kuruluna göndermiş ve Afife Hanım, Darülbedayi tarafından kadrodan çıkarılmıştır.
Babası Hidayet Bey, tiyatro oyuncusu olmasına karşı idi ve Afife Hanım, bu yüzen evden ayrılmak zorunda kalmıştı. Darülbedayi kadrosundan çıkarıldıktan sonra Burhaneddin Kumpanyası’nda sahneye çıktı. Burhaneddin Tiyatrosu'nda Seniye ve daha sonra Mebrure ve Leman adlı Türk kızlarını tiyatroya özendirerek sahneye çıkmalarını sağladı.Burhaneddin Bey'in Türkiye'den ayrılmasından sonra İbnürrefik Ahmed Nuri Bey'in Yeni Tiyatro heyetine katıldı. Kurtuluş Savaşı'nın ardından Fikret Şadi'nin Milli Sahne'siyle çeşitli kentlerde temsiller verdi. İzmit'te Huriye ve Hikmet, Trabzon'da ise Ruhat adlı Türk kızlarının da sahneye çıkmasını sağladı.
Polis baskısı ve tutuklanma korkusu yaşamaya devam etti. 4 Şubat 1924'te Bursa'da sahneye çıkmasına "bazı esbaba binaen” sözüyle, sebebi belirtilmeden izin verilmedi. 1 Haziran 1924'te Bursa'da Milli Sinemada sahneye çıkarak, “Sekizinci” piyesinde oynadı. Yaşadığı sıkıntılar nedeniyle şiddetli baş ağrıları çeken Afife Hanım, doktorunun morfinle tedavi yoluna gitmesi üzerine morfin bağımlısı oldu.
Evlilikleri süresince Afife Hanım sahneden uzak yaşadı.
Afife Hanım'ın sahneden uzaklaştığı dönemde Türkiye Cumhuriyeti'nde sahne yasağı kalktı ve kadınlar tiyatro sanatını serbestçe icra etmeye başladılar. Selahattin Pınar, eşinin sahneye dönmesini desteklese de Afife Hanım morfin bağımlılığı nedeniyle sahneye dönmedi ve eşinden ayrılmak istedi. Çift, 1935 yılında boşandı.
Afife Jale, Kastamonu valisinin eşi olan ablası Behiye Hanım'ın yanında bir süre yaşadıktan sonra evden kaçarak İstanbul'da çok kötü şartlar altında yalnız yaşadı.
Ölümü
Uyuşturucu bağımlılığından kurtulamayan Afife Jale, 26 Temmuz - 17 Kasım 1934 tarihleri arasında Afife Selahaddin adıyla, 1939 - 5 Kasım 1940 tarihleri arasında da Afife Utku adıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yattı. Son olarak 1941 tarihinde hastaneye yatan sanatçı, hastanenin morfinmanlar koğuşunda 24 Temmuz 1941'de öldü. Mezarı Kazlıçeşme Kabristanı'ndadır.
Comments