Geldi bir pazartesi daha Hatırlamadan ne zaman ettik Mutluluğa Elveda Savrulduk ayrılığın rüzgarıyla Kaç asır geçti hatırlamam...

Bizi yollara düşürdüler, İskandinav dağlarında misyonerlik, Hiç bu kadar doğaya dalmamıştım. Hiç bu kadar zorlaşmamıştı erlik. Kamp...

Neymiş efendim pazarları şiir yazılmazmış. Pazar günleri şairleri müşerref kılmazmış. Bütün aylar benim, bütün günler sende mi kalsın?...

seni düşündüğüm geceler kendimi unuttuğum gündüzlere açılıyor bende bir yara var bir hafıza senin orada yerin hazır duruyor unuttum...

Elbet ki tekrar buluşacağız Sırtımda eski kabanım Gönlümde ziller çalanım Olmayacak belki, ama aşacağız. Paslandıracağız; Sevgimizi...

İki sayfa arasında kuruttuğum gülün Soluk rengine sığdırılmış bir âhlar silsilesisin. Yıkılmış kumdan kalelerimizin etrafında, Zararsız...

Ben sana aşık değilim, seni seviyorum İkisinin arasındaki farkı gayet iyi biliyorum Aşk bir heves, Bazen el el değene Bazen de ten tene...

Bazen sessizlik en derin şiirdir, Sözcüklerle anlatılamaz hisler. Bir bakış, bir dokunuş, bir gülümseme, En güzel şiirdir insanlara....

Daha ne kadar sınanacak bu beden acının ateşiyle? Kaç gece titreyecek gözleri sessizce… Geçmişin penceresinden hep mi bakacağız hüzünle?...

İsmini bahşetsen bana, korkarım, Lâl olur dilim başkasına. Her harfini ayrı talim ederim. Kalmaz bir şey havsalamda. Bir adım gelsen...

Önce hatırladığım bir gün oldun koynunda Son haykırışlarıyla sabaha çalan gecenin Sonra bir busenin hüznü kaldı boynunda Beni...

Sözlerim boğazımda düğümleniyor çoğu zaman, Gözlerimde beliren uçsuz bucaksız sisin içinde kaybolmaktayım. Tanıdık simalar görüyorum...

Veda denilen bu veba, Saplıyor sineme en derin acıyı, Gizledim herkesten söyleyemedim, Kaç gece çektim ben bu sancıyı. Gittiğinde hazandı...

Bir zamana oynuyoruz Silsileye karşı. Derin uykular mı böler rüyamızı ne? Turnalar, gönlü dört nala uçan turnalar gözlerimizde. Bir...

Deniz kenarında yürüyordum. Bulutsuz gökyüzü içimi açıyordu. Dalgaların sesi ruhuma iyi geliyordu. Niye daha önce yalnız kalmayı...

Ayşegül, odasında simsiyah saçlarını tararken küçük kızı Nisa, odaya girdi. Şirinlik yaparak annesine yaklaştı. Ayşegül, kızının sevimli...

Seneler önce Bir Yaz gününden kalma Rüzgarla estin önüme, Eski bir Şarkının tekrar hatırlanan sözleri gibi, Bir Rüzgar esince ki bu Yazın...

(Az sonra yazacaklarım gezi yazısı değil, olsa ne güzel olurdu. Öykü de değil, olsaydı hiç fena olmazdı. Günlüğün bir sayfası olabilir.)...